top of page
Ara

Ali Koç'tan Açıklamalar! | Ligden Çekilme, Trabzonspor Maçı, Süper Kupa...

Fenerbahçe'nin, 2 Nisan 2024 tarihli Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde gerçekleştirildi. Fenerbahçe başkanı Ali Koç, alınan kararlar ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.


ali koç açıklama

Fenerbahçe başkanı Ali Koç, olaylı Trabzonspor maçı, ligden çekilme ve Süper Kupa'ya dair açıklamalarda bulundu.


Ali Koç'un açıklamalarından satır başlıkları şu şekilde:


Bugün burada olağanüstü bir şekilde toplanmamızın sebebi sadece Trabzonspor maçında yaşananlar değildir, çok ama çok daha fazlasıdır. 7 sezonda son maçta kaybettiğimiz 3 şampiyonluk, sözde şike kumpasları, otobüsümüzün kurşunlanması, kirli ittifaklarla şampiyonluğumuzun çalınması, saha içinde hakemlerin eliyle insanları çıldırtıp isyan ettiren kararlar, standart dışı hakem yönetimleri, TFF ve kurullarının çifte standart yaptırımları, başarı için her yol mubahtır anlayışıyla kin ve nefret kusan bazı rakipler ama daha da önemlisi buna müsamaha gösterenler ve saymakla bitmeyecek pek çok olay ve içinde bulunduğumuz kısır döngü bizlere artık ‘yeter’ dedirtti.

Evet, Trabzonspor maçları çoğu zaman gergin geçer ama bu maçta hiç görmediğimiz kadar su, patlayıcı ve yanıcı maddeler olmak üzere bilumum cisimler sahaya atılmıştır. Maçta her dakika gerginlik artmıştır. Biz bunu İstanbul’dan görüp 2-0 öndeyken hocamıza ‘hocam güvenliğimiz tehlikeye giriyor, istediğin an takımı sahadan çekebilirsin’ derken Trabzon emniyeti burnunun dibindeki stattaki maça müdahale edememiştir.

Gerekli güvenliği sağlamakla yükümlü kişiler, maçı iptal etmesi gereken hakem, federasyon hayatlarına hiçbir şey olmamış gibi devam ederken, bazı rakiplerimizin de yaratmaya çalıştığı kamuoyu baskısı sayesinde kendilerini linçten savunmaya çalışan futbolcularımız TFF tarafından PFDK’ya sevk edilmiştir. İşte böyle bir Türkiye’de rekabet etmeye çalışıyoruz.

Esas işin vahim tarafına geliyorum. Fenerbahçe’nin ülkesi ve vatanı için duruşu ve kurulduğundan beri apaçık ortadayken, bu maçtan sonra tek bir siyasi partiden, üst makamda görev alan tek bir siyasetçiden, devlet erkânından, TFF’den veya herhangi bir futbol paydaşından kamuoyunda bir geçmiş olsun mesajı gelmemesi son derece manidar ama bir o kadar da derin anlam taşımaktadır.

Son bir istatistik paylaşacağım. Oradan da ana konumuza geleceğiz. Bu istatistikte sizi öfkelendirecek, ilk tablomuz son 5 sene. 5’inci sene bu sene olmak kaydıyla 30. hafta itibarıyla puan durumumuz. İkinci tablomuz ise son 10 sene, 10’uncu sene bu sezonun 30. haftası olması itibarıyla. Son 5 senede şampiyon olan takımların hepsi 178 maç yapmış. Fenerbahçe 367 puan almış, Galatasaray 361, Beşiktaş 329, Trabzonspor 323, Başakşehir 286. Bu tablodaki 5 takımdan sadece bu süreçte Fenerbahçe’nin şampiyonluğu yok.  

Son 10 senede Fenerbahçe ile Galatasaray aynı puan sahip. (697) Beşiktaş 690, Başakşehir 616, Trabzonspor 589. Bu 10 senede Galatasaray 4, Beşiktaş 3, Başakşehir ve Trabzonspor 1 olmak üzere 9 şampiyonluk bu 4 takım arasında paylaşılmış. Ve Fenerbahçe yine şampiyon olamamış. Son 5 yılda 6 puan öndeyiz, son 10 yılda Galatasaray ile kafa kafayayız. Bu tabloda şampiyonluğu olmayan tek takım Fenerbahçe. Bu istatistikle gösterdiğimiz haftalardır, aylardır dinlendirdiğimiz Fenerbahçe’nin 3 Temmuz kumpasından beri 13 senede sadece 1 kere şampiyon olmasının hiçbir şekilde sadece ve sadece sportif argümanlarla açıklanması söz konusu değildir.

Ligden çekilelim, çekilmeyelim. Onu yapalım, bunu yapalım. Acaba biz ligden çekilsek kimin otobüsüne kurşun atacaklar! Kimin kulübüne, başkanına kumpas kurup cezaevine atacaklar! Hangi takımı linç etmeye çalışacaklar!

Yaşadıklarımız biraz farklı istikamette karar almaya bizleri itmektedir. Aslında iki alternatifimiz var. Herkes bir alternatif üstünde odaklandı. Üç alternatifimiz var. Biri hiçbir şey yapmamak. Biri de futbol faaliyetlerini askıya almak. Ligden çekilme, kupalara katılmama vs. vs. Dolayısıyla biz artık hiçbir şey yapmamaktansa bundan sonraki süreçte itiraz bayraklarını kaldırarak kendi göbek bağımızı kendimiz kesip her gün ölmektense bir kere ölmeyi belki de daha iyi bir yöntem, yol olabileceğini düşünerek sizlerin huzurunuza çıktık.

En uç opsiyonlardan biri olan ligden çekilme. Hepinizi anlıyorum. Bu tiyatronun figüranı olmayalım diyorsunuz. En başta da ben söylüyorum. Ama figüran olmamakla meydanı boş bırakmamak arasındaki dengeyi de iyi düşünmemiz gerekiyor. Şampiyonluk şansımız devam ederken yılmadan sonuna kadar mücadele edip meydanı boş bırakmayalım.

Ligde kalan maçlara genç takım ile çıkalım, ligden çekilmeyi önümüzdeki sezon için sezon sonunda bir kez daha değerlendirelim. Ligden çekilme bu sezonun tüm yatırım ve emeklerini çöpe atmak olur. En kararlı adımı atalım, ligden çekilelim. Buna mukabil yine bir görüş, en kararlı adımları atalım, ligden çekilme buna dahil olacaksa da en son adım olmalı.

‘Niye ligden çekiliyoruz? Bir alt lige ineceğiz, aynı federasyon, aynı MHK, aynı kurullar, aynı hakemler, aynı tiyatro olacak. Niye o tiyatronun figüranı olalım? Benzer sorunları yaşamaya devam edeceğiz’ diyenler oldu. Lige genç takımla devam edelim, Süper Kupa ve Avrupa’ya A Takımla çıkalım görüşü oldu.

Futbol faaliyetlerini askıya almayı şu an hiç ama hiç değerlendirmiyoruz. İki sebeple değerlendirmiyoruz. Bunun için hazırlıklı olmamız gerek. Ne konuda hazırlıklı olmamız gerek? Faaliyetlerimizi başka bir alanda devam ettirebilecek hazırlıkta olmamız gerek. Yurt dışında bir organizasyona şimdiden girelim, tohumlarını atalım, buradaki haksızlık, hukuksuzluk devam ederse bir bacağımız orada olsun görüşü var. Ancak askıya almak demek amatör kümeden başlamak demek tekrar hazır olduğumuzda. Bunu da aşarız bir nebze. Süper Lig’de bir kulüple birleşiriz. Yapılmadı mı? Yapıldı. Ama bunların hepsinin çok ince detaylarına kadar düşünülmesi gerekir. Dolayısıyla doğru dürüst bir yurt dışı yapılanmamız olmadan zaten bu konuyu gündemimize getirmiyoruz.

Ligden çekilmenin ikinci yöntemi, üst üste iki maça çıkmamak. Hukuken ne demek? Öncelikle UEFA ile konuştuk, dedik ki, ‘Bu sene ligden çekildik.’  Gayri resmi görüş aldık. ‘Hiç puan alamadık ama yine ikinciliğimiz garanti ama seneye 2. Lig’deyiz. Avrupa’da oynayabilir miyiz?’ Dediler ki, ‘Bu tamamen yerel federasyonunuzun kararıdır. Sonuçta federasyon gerekli lisansları veriyor, Avrupa’ya sıralamayı veriyor ve ondan sonra UEFA kriterlerine uyuyorlarsa bu takımları alıyorlar. Yaşadıklarımızı göz önünde bulundurduğunuz zaman başka bir kulübe hiçbir şey yapmayan bir anlayış, federasyon, bize en uç noktadan ceza kesmeye çalışabilir. Dolayısıyla bu alternatifte Avrupa’nın ne olacağı belli değil.

Gelelim stat gelirlerimize. Yine burada gördüğümüz reklam ve sponsorluklarla ilgili bir sıkıntı olacağını, hiç olmayacağını hesaplıyoruz. Kombine. Onun cevabını size bırakıyorum. 115 yıllık kulüp dünya tarihinde görülmemiş bir şekilde kendisine yapılan haksızlıkları artık sabrı kalmadığı reva görülen muameleye açtığı isyan bayrağı ve tamamen ve tamamen kendi inisiyatifiyle bir alt lige düştüğü takdirde inanıyorum ki bu stat çok daha fazla dolacaktır bu tepkiyi göstermek için.

Olabilecek tek sıkıntı –bu sezonu saymıyorum- önümüzdeki sezon için yayın gelirleri. Yönetime geldiğimiz sene 44 milyon dolar yayın gelirimiz vardı. Federasyonların cömert indirimleriyle 100 milyon doların altına indi, yayın geliri ve biz 10-11 milyon kazanıyorduk. Yeni sistemle diyelim ki 18-19 milyon… Yani bu tarafı işin kayıp tarafı. Ama biz, Fenerbahçeliler, Fenerbahçeli iş adamları işin o tarafını kapatacağımızdan zerre kadar şüphemiz yok. Bunların hepsini hesaplamak çok zor. Önümüzdeki sezon TFF, ‘Evet, siz ikinci oldunuz ama kendinizi düşürdünüz seni Avrupa’ya yollamıyorum’ dese Avrupa gelirlerimiz o zaman riske gider. Nasıl reaksiyon verecekleri belli değil.

''Yaptığımız bütün görüşmelerde en az tercih edilen, tercih edenler tarafından da en en en son opsiyon olarak değerlendirilen opsiyonumuz ligden çekilme olarak ifade edildi.''


Gelelim bir sonraki opsiyonumuza: Süper Kupa. İki kere taraftarımıza çağrıda bulundum; ‘2 Nisan akşamına kadar Urfa seyahat planı yapmayın, bilet almayın’ diye. Ve 2 Nisan gecesindeyiz. Aynı çağrıyı tekrar yapıyorum; ‘Lütfen Urfa’ya seyahat planı yapmayın, Süper Kupa biletlerini rezerve etmeyin’.

Burada iki tane opsiyonumuz var. Biri, hiç çıkmamak! İkinci opsiyonumuz, U19 ile çıkmak. Büyüklerimizden aldığımız görüş yani bu görüş sürecinde ‘Radikal bir tepki olacaksa Süper Kupa ile başlamalıyız’ dendi. Ben buna arkadaşlarıma sonuna kadar katılıyorum. Sen, bize diyeceksin ki, ‘Ülke puanı, Vatan Millet Sakarya, helal olsun size. Yeni bir tarih belirlemeliyiz vs. vs. Ondan sonra da rakibiniz kabul etmedi’ diyeceksin.

Avrupa’da oynayan takımlar, bizim rakibimiz olan takımlar, federasyonlar takvimi değiştirecek ama bizim federasyonumuz ülke puanı, Vatan Millet Sakarya derken Süper Kupa tarihini değiştirmeyerek hem Fenerbahçe’nin şampiyonluk hem de Avrupa yoluna taş koyacak. Dolayısıyla ‘Bu maça çıkmayalım’ diyen o kadar çok insan var ki!

Hepinize 2 Nisan kararımıza giden yolu anlattık. Nelere maruz bırakıldığımızı hem sözlü hem de muhteşem bir video ile anlattık. Aksiyon planlarımızı sizin onayınıza getireceklerimizi ve getirmeyeceklerimizi anlattık ve biraz sonra hep birlikte bazı kararlar alacağız.

Bugün ‘Sesini yükseltiyor’ diye kötü çocuk ilan edilen Fenerbahçe, dik başlı değil, mağrur; oyunbozan değil, mağdurdur. Bu da böyle bilinmelidir. Tarih yazdı, yüzyıla kazındı ve bitiremeyeceksiniz. Sonsuzluğa uzanacak Fenerbahçe, kimse unutmasın ki milli ve manevi ölçülemez, sınır konamaz bir değerdir Fenerbahçe.

Comments


bottom of page