top of page
Ara

GÖZTEPE

Göztepe SK, 1925 yılında, İzmir ilinde kurulan spor kulübüdür. Sarı kırmızılı ekip, iç saha karşılaşmalarını 25.035 kapasiteli Gürsel Aksel Stadyumu'nda oynamaktadır.

14 Haziran 1925'te, Altay takımının, Aydın'da katıldığı spor müsabakasında yönetimde bulunan Ferit Bey’e söz hakkı verilmemesi sonucu, dönüş yolunda trende çıkan anlaşmazlıkların ardından, Altay'da futbol oynayan Nebil ile Vedat kardeşler, Muzaffer Koral, Ferit Simsaroğlu, Necati Bey ve Nusret Bey bir spor kulübü kurmaya karar vermişlerdir.


14 Haziran 1925 tarihinde, vapur iskelesi yanındaki Mez Gazinosu’nda toplanan Göztepe semtinin ileri gelenleri (kıdemli futbolcular) ve gençler, Göztepe futbol takımını kurarlar.

Yapılan ilk kongrede Göztepe Fahri Başkanlığı'na o dönemin Valisi Kazım Dirik seçilmiştir.


İdari heyette ise şu isimler yer alır: Başkan Fehmi Simsaroğlu, İkinci Başkan Turan Dirik, Mühendis Aziz Bey, Mustafa Bey, Murtaza Bey, Öğretmen Şerif Bey, Alaattin Bey ve Adil Burgaz. Genel Kaptanlığa ise Ahmet Özgirgin getirilmiştir. Kulübün ilk resmi adresi Mithatpaşa Caddesi 1091 olur.


Göztepe, ilk resmi maçını 28 Ağustos 1925 tarihinde Altay'a karşı oynayarak, 1-0 galibiyet elde etmiştir.


3 Mart 1942’de başlayan inşaat, Eylül 1949'da son bulmuş; böylelikle Göztepe Stadı’nın kapıları açılmıştır...


Göztepe, 1941, 1942, 1943, 1945 ve 1949 yıllarında İzmir şampiyonu olmuştur.

1950 yılında, Türkiye Futbol Şampiyonası'na katılmaya hak kazanmış ve önce Gençlerbirliği'ni, ardından Beşiktaş'ı eleyerek Türkiye şampiyonluğunu elde etmiştir.

Sarı kırmızılılar ayrıca, 1968-1969 ve 1969-1970 sezonlarında 2 kez Türkiye Kupası'nı müzesine götürmüştür.


1969-1970 sezonunda üst üste 2. kez Türkiye Kupası ve Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı kazanan, Kupa Galipleri Kupası’nda çeyrek final oynayan, Türkiye 1. Ligi’ni ise 5.sırada bitiren Göztepe Kadrosu




1970 yılında ise Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı (Süper Kupa) kazanma başarısı göstermiştir.


Avrupa'da mücadele ettiği her maçta ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeyi amaçlayan Göztepe'de, taraftarların unutamadığı Avrupa zaferleri ve mücadeleleri anılardaki yerini almıştır...


Bunlardan en önemlileri ise;

1967-68 sezonunda Fuar Şehirleri Kupasında karşılaştığı Atlético Madrid,

1968-69 sezonunda Fuar Şehirleri Kupasında karşılaştığı Olympique de Marseille,

1969-70 sezonunda UEFA Kupa Galipleri Kupası'nda karşılaştığı Cardiff City ve AS Roma ile karşılaştığı fikstürlerdir.


GÖZTEPE & ATLETICO MADRID


1967-1968 sezonunda, Türkiye'yi, Avrupa'da, Beşiktaş, Altay ve Göztepe ekipleri temsil etmiştir. Türkiye Ligi şampiyonu Beşiktaş, Rapid Wien'e; Altay ise Standart Liege'e karşı başarılı olamayarak ilk turda Avrupa'ya veda ederler.


Göztepe'nin rakibi Royal Anvers, o yıllarda Standart Liege'den sonra Belçika'nın en güçlü ikinci ismidir. 26 Eylül'de, deplasmanda oynanan ilk maçta Anvers'in 12. dakikadaki golüne Göztepe 51 ve 80. dakikada Fevzi Zemzem'in iki golüyle karşılık vermiş ve maçı 2-1 kazanmıştır. Santrafor Buldozer Fevzi ilk golü Nevzat'ın ortasına vurduğu kafayla, ikinci golü de kaleciden çaldığı topla atmıştır.


İlk maçta istediğini fazlasıyla alan Göztepe, 18 Ekim'de İzmir'de oynanan rövanş maçını

0-0 bitirerek bir üst tura çıkmıştır.


Alsancak Stadyumu'nda gece oynanan maç sonrası tur sevinci bütün İzmir'de ve en çok da Güzelyalı'da büyük bir coşkuyla kutlanmış; ayrıca futbolculara da 1500'er lira prim verilmiştir.


Sıradaki rakip: Atletico Madrid idi...


Atletico'nun Hocası Otto Gloria, Göztepe'nin tur atlaması üzerine şöyle söylemiştir: "Göztepe kolektif futbol oynayan bir takım. Futbol sistemlerini yakından takip ettim. Kaleci Ali şahane, Nevzat çok çok iyi. Herhalde Anvers gibi olmayacağız; iddialıyız!"


Atletico Madrid, bugün olduğu gibi o yıllarda da oldukça güçlü bir isimdi ve karşılaşmanın favorisi olarak görülmekteydi.


Adnan Süvari rakibi yerinde izlemek için İspanya'ya gitmiş, notlarını almış ve 8 Kasım'daki ilk maç için takımını hazırlamaya başlamıştır...


Madrid'deki ilk maç, Manzanares Stadyumu'nda, 35 bin kişi önünde, çok kötü bir havada oynanmıştır. Ağır ve ıslak zemin Göztepe'nin zor olan işini daha da zorlaştırmış ve sarı kırmızılı ekip maçı 2-0 kaybetmiştir.


Göztepe'nin makul yenilgisinde gerek hava şartları gerek deplasman dezavantajı gerekse de Fransız hakemin yanlı kararları etkili olmuştur. Buna rağmen takım ve taraftarlar rövanş karşılaşması için inançlarını kaybetmiş değillerdi.

22 Kasım'da, İzmir'de oynanan maça ilginin yüksek olması sebebiyle, sahası daha çimlendirilmemiş, toprak zeminli Alsancak Stadyumu'na portatif tribünler kurularak seyirci kapasitesi arttırılmıştır.


Göztepe, maça; Ali, Halil, Çağlayan, Hüseyin, B. Mehmet, Nevzat, Ertan, A. İhsan, Fevzi, Gürsel, Ceyhan ilk 11'iyle çıkar...


Maçın 14. dakikasında Fevzi'nin düşürülmesiyle Göztepe penaltı kazanır. Normalde penaltıları Gürsel veya Çağlayan ikilisinden biri kullanıyorken, maçın stresiyle kimse atışı yapmak için topa gitmiyordu.


Kaptan Gürsel, toplara çok sert ve iyi vurmasıyla tanınan Bombacı Halil'e: "Sen at" deyince penaltı atışı Halil'e kalır ve Göztepe'yi 1-0 öne geçiren gol de böylelikle gelmiş olur. Ağları delen bu sert vuruşun üzerine, gol itirazlarını sürdüren Collar, oyundan atılmış ve Atletico Madrid 10 kişi mücadeleye devam etmiştir. 27. dakikada Ertan'ın ortasını Gürsel kafayla karşılamış ve devre 2-0 sona ermiştir.


Göztepe bu skorla biterse maçı uzatmaya götürmeye hak kazansa da coşan seyirciler; 3. golü bekliyordu...


İkinci yarı oynanırken, Genelkurmay Başkanı Cemal Tural'ın devre arasında gönderdiği mesaj stat hoparlöründen okunur: "Gönlümüz zaferlerinizin sevinciyle dolu. Başarılarınıza güveniyor ve inanıyoruz. Sizinle beraberiz... Süvari'nin çocuklarına takdirler, tebrikler, gözlerinizden öperim. Orgeneral Cemal Tural"


Yorgun Göztepe, İkinci yarı gol bulmakta zorlanıyordu. Ancak olan olmuş, hakem 70. dakikada kendisine küfreden Atleticolu bir oyuncuyu daha atınca rakip 9 kişi kalmıştır.

Maç uzatmalara gidecek derken, son saniyelerde Halil, uzaklardan bir gol daha göndermiş ve böylelikle maç 3-0 Göztepe lehine sona ermiştir. 'Maçın süresi bitti oyunu neden bitirmedin' diye yakınan Atleticolu oyuncular, orta hakem YugoslavJosip'e saldırmış, ancak elbette ki bu durum sonucu etkilememiştir.


İzmir adeta bayram yerine dönmüş; binlerce kişi sokaklara fırlamış, yan yana açılan Türk ve Göztepe bayraklarıyla bu büyük zaferi kutlamaktaydı.

Bu maç Göztepe tarihinin kırılma noktası olmuş ve Göztepe ülkenin dört bir yanından kendisine 7'den 70'e yeni taraftarlar edinmeyi başarmıştır.

Ancak okyanusu geçen sarı kırmızılı temsilcimiz derede boğulmuş, Fuar Şehirleri Kupası'nın 3. turunda Yugoslav Voyvodina'ya iki maçta da 1-0 yenilerek turnuvadan elenmiştir.


Odağını lige çeviren Göztepe, 1967-1968 sezonunda, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray'ın ardından ligi 4. sırada bitirmiş; nam-ı diğer Buldozer Fevzi, Metin Oktay'ı bir golle geçerek, 19 golle gol kralı olmuştur.


Artık bir Göztepe gerçeği vardır ve asıl büyük başarı bir sene sonra gelecektir...


GÖZTEPE & OLYMPIQUE MARSEILLE


Fuar Şehirleri Kupası'nda (UEFA) ilk tur maçında Marsilya'yı, Halil'in attığı iki golle 2-0 yenen Göztepe Ekibi ikinci maç için Marsilya yolunu tutar. Heyecan doruktadır...


Göztepe bu maç öncesinde avantajlı olsa da Adnan Süvari oldukça heyecanlıydı, keza

Marsilya, başa çıkması güç, son derece iyi bir takımdı.


Uykuları kaçan Süvari, gece geç saatlere kadar Antrenör Ahmet Cücen ile sohbet edip üstündeki heyecanı atmaya çabalar.

Göztepe İdmanından Bir Kare

Ertesi sabah, kahvaltının ardından, en önde Süvari, arkasında Göztepe takımı maçın oynanacağı stada doğru yola çıkar ama bir şeyler eksiktir.


Süvari, iyice kendisini kontrol eder ama eksik yok. Tam stada girileceği sırada takımın lisanslarının kendisinde olmadığını farkederek sorar: "Lisanslar kimde?" Kimseden ses çıkmaz. Herkes şoktadır.

Maçın başlamasına neredeyse bir saat varken, Süvari hemen otobüsten iner ve Marsilya Emniyet Müdürü'nün yanına giderek durumu anlatır. Ardından, emniyet müdürüyle birlikte otele giderek lisansları bulup, yetiştirir. Heyecan dolu bakışlarla maçın hazırlıklarını yapan futbolcular Süvari'yi görünce derin bir oh çekerler...


Nefes nefese kalan Süvari maçtan önce futbolcularına dönerek şunları söyler: "Arkadaşlar, bu maçta yenilebiliriz ama sizler yüreğinizi ortaya koyarak oynayın.

İsterseniz 5 gol yiyin ama biliyorum ki Allah yanımızda, turu geçeceğiz!"


Üstün bir çaba ortaya koyan Göztepe'nin soluğu tükenir ve oldukça zorlu mücadelenin sonunda rakibine 2-0 yenilir.


İş kuralara kalınca maçın hakemi sorar: "yazı mı, tura mı?" Gürsel Aksel arkadaşlarına danışıp, "tura" der. Hakemin parmaklarından fırlayan para dönerek süzüldüğünde teknik heyet ve futbolcuların kalpleri gümbür gümbür atmaktadır.


Nihayet para yere düşer ve Göztepeli futbolcular havaya fırlar; Göztepe ikinci turdadır...



GÖZTEPE & CARDIFF CITY FC


Halit Kıvanç'ın 1983 basımlı "Gool Diye Diye" kitabından;

-

1969-1970 mevsiminde Avrupa Kupaları'nda sesimiz epey çıktı, iki takımımız çeyrek finale yükselme başarısını elde etti. Avrupa Kupa Galipleri Turnuvası'nda, Göztepe, çeyrek finale çıkmayı başardı. Lüksemburg'un Union Sportive takımını 3-0 ve 3-2 galibiyetlerle eleyen izmir Takımı, ikinci turda İngiliz futboluyla karşı karşıya kalmıştı.

Gal takımı Cardiff City idi rakibi... Cardiff, İngiliz Ligi'nde oynayan profesyonellerden kurulu, güçlü bir ekipti. fakat Göztepe kendi evinde başarılı bir oyun tutturmuş, sahadan 3-0 gibi farklı galibiyetle ayrılmıştı.


Bu sonuç, Fenerbahçe'nin, Manchester City'i elemesinden sonra Britanya adasındaki ikinci şok olmuştu.


Daha önce İrlanda'nın Waterford takımını da yenen Galatasaray'ı hatırlıyorlar ve "bu Türkler de nereden çıktı?" diyorlardı.


Bu arada Galliler çok iddialı konuşuyordu: "İzmir'de değişik iklim" koşullarında toparlanamadan yediğimiz gollerle yenildik. Fakat 3-0 kapanmaz fark değildir" diyorlardı. Hatta Cardiff City Meneceri Scoular, "4-0 mucize değil" demecini veriyordu. Necmi Tanyolaç'la birlikte Cardiff'e geldiğimizde bayağı bayağı çekinmeye başlamıştık.

İri yarı Gal futbolcularının, İngiliz Ligleri'ndeki deneyimleriyle 3-0'lık avantajımızı silecekleri, uzak ihtimal olmaktan çıkmaya başlamıştı.


Çetin Esen Kaftan arkadaşımla birlikte girdiğimiz yayından önce Ninian Park Stadı'nda çeşitli öğrenci gösterileri yer almıştı, her şey tatlıydı, zarifti. Şu maçta bir tatsızlık çıkarmasaydı bari... 2-0 yenilgiye razıydı bizim cephe -önemli olan, tur atlamaktı. Hele bir gol atabilirsek, işimiz iyice kolaylaşacak, Türk temsilcisi çeyrek finale çıkabilecekti.


Oyun başladığında bir an kendimizi Kaleci Ali'nin yerine koyduk ve daha korktuk.

Uzun boylu, iri yapılı Ali Artuner bile ufak kalmıştı yanlarında. Cardiff City'nin ileri adamları öylesine dev gibiydi. Üstelik bir geldiler mi hepsi birden geliyorlardı Ali'nin kalesine... İngiliz Ligleri'nden alışık oldukları sert şarjlarla... Fakat ali de devleşiyordu onlar atak yaptıkça... Allan Clark, Toshack gibi dünyaca ünlü yıldızlarla mücadele ediyordu Göztepe'nin kalecisi... Ve bir kez, evet sadece bir kez ki o da ayağı kaymasa, mağlup edemeyeceklerdi de Ali'yi... Ama işte bir an ayağı kayıp da dengesini kaybedince, yakınındaki Bird topu kaptı ve vurdu; bu, maçın tek golüydü. Soğuk, rüzgârlı havada ve o dev yıldızlarla mücadelede Göztepe başarısını sürdürüyor, 3-0'lık galibiyetin rövanşını sadece 1-0'la vererek rahatça tur atlıyordu. Hatta Fuji Mehmet ayağına gelen bir topu heyecanlanmayıp, acele etmeyip sakin kullansa, 1-1 beraberlikten bile söz edebilirdik belki ama bu kadarı da büyük başarı idi. Göztepe, Cardiff cehenneminden çeyrek finali çıkarmıştı.

Göztepe'nin Efsane Hocası Adnan Süvari

Cardiff'te kalabalık bir izmirli grubu vardı Göztepe'yle birlikte maça gelenler; Haşmet Uslu'sundan, İsmail Sivri'sine kadar... Sevgili gazeteci arkadaşımız İsmail Sivri'yi "seni bol bol gezdiririz" diye getirmişlerdi ama o soğukta, o feci rüzgârda biçare İsmailcik otelden çıkamamıştı. Aslında izmirliler, grubundan çeyrek final sevincini kutlamaya hazırlananların hepsinin hevesi kursağında kalmıştı ya... Otelde oturmaktan başka çare yoktu. Otelde de bizden başka müşteri yoktu. şişeler açıldı, içkiler içildi, şarkılar söylendi, türküler söylendi. Kim kime? Biz bize... Sanki izmir'deymiş gibi...


Bakın yıllar sonra açıklıyorum: o seyahatten dönüşte "ohoo ben Cardiff'te neler yaptım neler!" diye anlatanlar olmuşsa, hiç kimsenin otelin kapısından başını bile uzatamadığına bahse girerim.


Cardiff'te, Gal'in dünya çapında ünlü eski yıldızı John Charles ile karşılaştım, tanıştık ve sonra kutladı. "Türk futbolunu hiç bilmiyordum" dedi John Charles ve ekledi "ilk olarak Manchester City olayında duydum, şaşırmıştım onu duyunca... Ama bugün şaşırmadım. Mükemmel oynadı takımınız. Böyle oynayan bir takım çok rakibi eleyebilir. Hele kalecinize bayıldım. Bizim Toshack'ın o sağlam şarjlarına bile karşı koymayı başardı, kutlarım."

-

Toshack daha sonra Real Madrid'e transfer olmuş, yıllar içinde de Beşiktaş'ta teknik direktörlük görevini üstlenmiştir.


GÖZTEPE & AS ROMA


Halit Kıvanç'ın 1983 basımlı "Gool Diye Diye" kitabından;

-

Cardiff'ten sonra yollar Roma'ya çıktı, İtalya'nın büyük takımı Roma düşmüştü Göztepe'ye... Cardiff'ten ayrılırken, BBC temsilcisi, "Türklerden bana hatıra olarak gazeteci dostlar, spiker arkadaşlar, bir paket güzel kokulu sigara, iki paket nefis incir, bir de takımınızın güzel oyunu kaldı."' demişti.

Fakat aynı hediyeyi Roma'da bırakamadı Göztepe... 2-0'lık galibiyet yeterdi Roma için, çünkü İzmir maçını da 0-0'la atlatmayı başardılar.


Göztepe açısından, daha genel deyimle Türk Futbolu açısından, bir Avrupa Kupası'nda çeyrek final oynamak da yeterli bir başarıydı...

-

Profesyonel liglerin başladığı 1959 yılından itibaren 25 yıl Süper Lig, 25 yıl 1. Lig'de mücadele eden ve 3 kez 1. Lig şampiyonluğu kazanan sarı-kırmızılı camia birçok kupayı da müzesine getirdi.


Bilen bilir, meşhur İzmir Derbisi'nin bir ayağı Karşıyaka iken diğer ayak ise Göztepe'dir. Yıllar boyunca süregelen ezeli rekabet, her daim çeşitli olaylara ev sahipliği yapmıştır...


1980-81 sezonunda her iki takım da 2. Lig’de oynamaktayken her ikisinin de 1. Lig'e çıkma iddiası oldukça yüksekti.

O zamanlar 2. Lig, bugünkü statüden (1.Lig) farklı olarak; A,B ve C olmak üzere 3 grup halinde oynanmakta ve grup liderleri doğrudan 1. Seviye Lig’e (Süper Lig) çıkmaktaydı.

A Grubu'nda, ligin bitimine iki hafta kala Karşıyaka grup lideri iken, Göztepe ise ezeli rakibini 1 puan geriden takip etmekte idi.


33. haftada, grubun lideri ile ikincisi karşı karşıya gelirken, Atatürk Stadı’nın yolunu tutan 80 bin kişi ise bir dünya rekoruna ortak olacağından habersizdir.


16 Mayıs günü, heyecan ve gerilimi oldukça yüksek geçecek bu maça giden hiç kimse, yıllar sonra maçın skorundan çok, maça giden taraftar sayısının konuşulacağını bilmiyordu.


Karşıyaka, bu maçı kazandığı takdirde ligin bitimine bir hafta kala grup lideri olmayı, yani 1. Lig’e çıkmayı garantileyecekti. Yeşil kırmızılılar, en kötü ihtimalle bu zorlu maçtan beraberlik çıkarıp, ligin son maçında Bandırmaspor deplasmanında rakibini yenmeyi hesap ediyordu.


Göztepe öte yandan, bu maçı kazanıp son haftaya Karşıyaka’nın 1 puan önünde girme derdindeydi.

İki takım taraftarlarının dışında da, özellikle Manisa, Aydın gibi yakın şehirlerden de pek çok futbolsever karşılaşmaya ilgi göstermiştir.


Tıklım tıkış tribünlerin önünde oynanan 90 dakikalık mücadele 0-0 sonuçlanmış; son haftaya da Karşıyaka, Göztepe'nin 1 puan önünde lider girmiştir.


Fakat Kaf Kaf'ın, ligin son maçı olan Bandırmaspor deplasmanından da 0-0'lık sonuçla ayrılmasıyla, İzmir'de, Balıkesirspor'u 3-2 mağlup eden Göz Göz şampiyonluğunu ilan etmiştir.


1980-81 sezonunda Süper Lig'e yükselen sarı kırmızılılar, 1981-82 sezonunda ligde tutunamayarak tekrar 2. Lig'e düşmüştür.


1982-83 sezonundan, 1998-99 sezonuna kadar 2. Lig'de mücadele veren Göztepe, 1999 yılında tekrar Süper Lig'e dönse de, 1999-2000 sezonunda tekrar küme düşmekten kurtulamaz.

1. Lig'i Şampiyonu Göztepe Kadrosu (2000-01)

2000-01 sezonunda, diğer sezonların aksine Süper Lig'e çıkmak için zaman kaybetmeyen sarı kırmızılı ekip, ligi şampiyon olarak tamamlamış ve 1 yıl ara verdiği Süper Lig'e tekrar geri dönme başarısı göstermiştir.




2003 yılında, Süper Lig'den düşen takım, kötü gidişatı durduramayarak tarihinde ilk defa Amatör Lig'e gerilemiştir.

Amatör Lig'e düşen Göztepeli Futbolcuların üzüntüsü (2006-07)

Daha sonra, 2007-2008 sezonunda İzmir Süper Amatör Küme B Grubu'nu 2. olarak bitirerek Play-Off'lara kalmış, ilk terfi maçında Kütahya Gaybiefendispor'u 4-0, ikinci maçında Denizli Konakspor'u 4-1 ve son maçında İzmir Ulucak Belediyespor'u 3-0 geçerek 2. Kademe müsabakalarına katılmaya hak kazanmıştır. 2. Kademe müsabakasında ise İstanbul temsilcisi Ayazağaspor'a penaltılarla 7-6 yenilerek 3. Lig'e çıkma şansını kaybetmiştir.


18 Haziran 2008 tarihinde, 3. Lig'de mücadele eden Aliağaspor, yarışma haklarını Göztepe'ye devrettiğini duyurmuş ve bu değişiklik sonrası kulüp 2008-2009 sezonunda 3. Lig 2. Grup'ta mücadele etmiştir.


Fakat TFF, kulübün 2007-2008 sezonu ve öncesinde oynadığı tüm maçlarını Aliağaspor arşivi olarak, Aliağaspor kayıtlarını da Göztepe arşivi olarak kayıtlarda tutmaya başlamıştır.


2008-2009 sezonu sonu itibariyle de, toparlanmaya başlayan takım, 3.Lig Yükselme Grubu'nu 1. sırada bitirerek, 2. Lig'e şampiyon olarak yükselmiştir.


2009-2010 sezonunda, 2. Lig Yükselme Grubu'na kalan Göztepe, grubu 8. bitirince

1. Lig'e çıkma şansını kaybetmiştir.


2010-2011 sezonu öncesi Özcan Kızıltan'ı teknik direktör olarak kadrosuna dahil eden Göz Göz, sezon sonunda, 2. Lig Kırmızı Grubu, 74 puan ile Bandırmaspor'un önünde bitirerek şampiyon sıfatıyla 1. Lig'e yükselmeyi başarmıştır.

12 Mayıs 2013 tarihinde, Tavşanlı Linyitspor ile kendi evinde yaptığı 1. Lig'de kalma mücadelesini, beraberlik sonucunda dahi ligde kalabilecekken, 1-0'lık skorla kaybedince yeniden 2. Lig'e düşmüştür.


Altınbaş Holding, 2007 yılında üstlendiği Göztepe yetkilerini 04 Haziran 2014 tarihi itibarıyla İzmirli iş adamı ve koyu Göztepe taraftarı olan Mehmet Sepil'e 9 milyon € karşılığında devretmiştir.


13 Ağustos 2014 tarihinde İzmir'in Urla ilçesinde yapımı tamamlanan Adnan Süvari Tesisleri hizmete açılmıştır.


Mehmet Sepil'in başkan olmasından sonra büyük bir çıkış yakalan Göztepe

3 Mayıs 2015 tarihinde 2. Lig şampiyonu olarak tekrardan 1. Lig'e yükselmiştir.



4 Haziran 2017 tarihinde ise takım, 1. Lig'de 53 puan ile 5. sıraya yerleşerek Play-Off kotasına girmiş; terfi karşılaşmalarında önce Boluspor'u ardından Eskişehirspor'u geçerek 14 yıllık bir özlemi geride bırakmış ve uzun bir aradan sonra yeniden Süper Lig'e yükselmiştir.


Süper Lig'de iyi bir istikrar tutturan Göztepe, 2020 başlarında inşası biten, 20 bin seyirci kapasiteli, yapımı 219 milyon TL’ye mal olan yeni stadın açılış maçını 26.01.2020 tarihinde Beşiktaş ile oynamıştır. Yeni stattaki bu ilk maç 2-1 siyah beyazlılar lehine sonuçlanmıştır.

2021-22 sezonunda ligde kötü bir dönem geçiren Göztepe, özellikle ikinci yarıda oldukça düşüşe geçmiş ve ligin son 15 haftasında galibiyet yüzü görememiştir. Ligi 28 puan ile 19. sırada tamamlayan takım 4 sene sonra lige tutunamayarak bir diğer İzmir ekibi Altay ile birlikte küme düşmüştür.


İLGİNİZİ ÇEKECEK BENZER İÇERİKLER

-

İlgili Yazılar

Comentarios


bottom of page